_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Bloga hoş geldin.
Arşiv
-1 Aralık 2010 Çarşamba*
+13:40*
# Gecenin sonuna yolculuk.
Kitaplar, yazarlar ve edebiyat hakkında konuşuyorduk. Birden doğruldu ve, "Yazar Louis-Ferdinand Céline idi. İsmiyse Gecenin Sonuna Yolculuk... Ve ben de oraya gidiyordum. Gecenin sonuna. Artık rotam belliydi!"
Bütün bunları anlatırken, sanki o günleri yaşıyormuşçasına heyecanlanmıştı. Gözlerinin beyazı içkiden ve duygu yoğunluğundan pembeleşmişti. Bir tiyatro oyunu gibi seyrediyordum karşımdaki yarı entelektüel, yarı barbar adamı.
Bir kitap. Sadece yazı, cümleler ve noktalama işaretlerinden oluşan kâğıtlar bütünü. Matbaadaki makinelerin yağlarının hâlâ sayfalarında koktuğu bir kitap. Nasıl bir insanı bu kadar etkileyebilir ki? Gülüyordum içimden. Alay ediyordum her zamanki gibi, kendisine bir baş ucu kitabı yaratmış olan bu adamla ve herkesle. Gecenin sonuna yolculuk. Ne kadar saçma. Beş yüz sayfa okumaya gerek var mı, gecenin sonuna gitmek için?
"Benim" dedim. "Benim gece. Benim son. Benim yolculuk. İçinde doğmuşum gecenin. İçinde doğmuşum sonun. Yolculuk yaparak varmama gerek yok. Ben hep oradaydım. Geceyi ben bitirdim. Ancak başkaları kıçlarını kaldırıp gelebilir yanıma ve girerler gecenin sonuna. Benim krallığım orası. Gecenin başlangıcını bilemem ama, sonu bana ait!
________________________________________________________________________________